Arnavutluk’ta İslamofobi Raporu 2021

Giriş

AMF tarafından yayınlanan ilk İslamofobi raporu 2016 yılına aittir. Bunun sonrasında da AMF, vaka bazında ortaya çıkan İslamofobik eylem ve olgularının daha net bir tablosunu elde etmek için yıllık çabalarını sürdürmüştür. AMF’nin çalışması, Arnavut Müslüman topluluğunun karşılaştığı sorunlara daha kapsamlı bir şekilde odaklanmıştır vebundan dolayı topluluğumuza bağlı ortaya çıkan farklı gelişmelerle ilgili bilhassa bilgilendirilmiş bulunmaktadır. Küresel pandemi ve karantina kurallarının sıkılaştırılması, dinî hayata ve kamuoyunda fikirlerin ifade edilmesine muhtelif kısıtlamalar getirmiştir. Bunun sonucunda hem bireyselhem topluluk halinde, farklı dinî özgürlüklerin kısıtlanmasıyla karşı karşıyayız. Bu çerçevede seçici bir muamele gözlemlenmiş olup, ilgili bölümde alenen kınananmış örnekler verilecektir. Geçmiş yıllardan, aşağıda kısaca bahsedeceğimiz bazı kalıtsal sorunlarımız bulunmaktadır:

  • Kamu idaresinde ve askerî üniformalı kişiler arasındaCuma namazı saati
  • Asker veya polis üniforması giyen kişilerin, üniformalı olarak ve görevleri sırasında (Müslüman veya Hıristiyan) dinî ibadetlerini yerine getirmelerine izin verilmez.
  • Üniversite öncesi eğitimde din dersi konusu.
  • Polis kuvvetleri organlarında yüksek dozda İslamofobi tespiti.
  • Müslüman kadının kimliğinin ve günlük yaşamının bir parçası olarak başörtü konusu.

Halen çözülmemiş olarak gördüğümüz bu son konu aşağıda özel bir bölümde ele alınacaktır; bu sorunun çözümü için Arnavut toplumunda kapsamlı bir aktivizm ve dayanışma gerekmektedir. Bu arada AMF, kamu idaresinde çalışan memur vs. kategoriler için hızlı ve uygun bir çözümün sağlanması ve bu şekilde özel sektördeki çeşitliçalışanlar için de olumlu bir örneğin sağlanması ümidiyle Cuma vakti sorunuyla ilgili devlet makamlarıyla iletişime geçmiştir. Çoğu durumda bu sektör, çalışanların bu normal talebine daha olumlu bir yaklaşıma sahip görünmektedir.

Islamofobi ve bazı gelişmeler

Avrupa’daki islamofobi raporunu hazırlayan Ferid Hafız ve Enes Bayraklı’ya göre: “İslamofobi, olumsuz ve genel terimlerle tüm Müslümanlara atfedilen statik bir Müslüman kimliği inşa ederek işler.Aynı zamanda islamofobikimajlar akışkandır ve muhtelif bağlamlarda farklılık gösterir, çünkü islamofobi bize İslam veya Müslümanın yerineislamofobun kendisini tanıtır. Bu iş tanımıyla beraber biz iktidar yapılarına ve bu yapılardan kaynaklanan marjinalleşme ve adaletsizliklere odaklanıyoruz. Bu raporda islamofobive Müslüman karşıtı ırkçılık olgularını kaydetmekle amacımız dışlayıcı ve insanlıktan çıkarıcı yapılarının ve onların eylemlerinden dolayı tezahür eden sorunları ortaya koymaktır. Bu çerçevede islamofobi teriminin önemli bir bileşeni olan irrasyonel tarafını ele almamız gerekiyor. İslamofobi terimi, dilbilimsel olarak, İslam’ın farkına varmaksızın uyandırdığı irrasyonel fobi ve korku üzerine kuruludur. Dolayısıyla islamofobik olanlar, İslam’dan ve Müslümanlardan irrasyonel bir korkuya sahiptirler ve aynı zamanda sürekli olarak bu olguyu yaşadıkları toplumlarda yaymaya ve ekmeye çalışırlar. Bu açıdan bakıldığında, islamofobi ve onun farklı ülkelerdeki dışavurumcu eylemleri, daha çok ilgili ülkenin toplumunu “öteki” sayılan unsurlarınetkisinden koruyan bir araç varsayılır. Bu durumdaki“öteki” unsur, yaşadığı topluma uyması gereken bir Müslümandır. Aynı zamanda, Avrupa’daki islamofobi raporunun hazırlayanlarına göre bu olgu farklı siyasî, tarihî ve kültürel nedenlerle farklı ülkelere göre değişiklik gösteriyor. Daha önceki raporlarımızda islamofobikeylem ve zihniyete dayanan üç temel unsurun olduğunaendişeyle dikkat çekmiştik: arabofobi, türkofobi ve ateizme aşırıya kaçmışseküler bir zihniyet. Sonuncusu eğitimde, kolluk kuvvetlerinde ve bilhassa orduda daha da görünür ve hassas hale geldiği devlet yapılarında en belirginidir. Bu aşırı laiklik, bireylerin ve gruplarının özel alanlarına müdahale eder ve Arnavut devleti ve sosyal hayatı için çeşitli temel yasalara dayanan devlet yapılarına geniş çapta dayatılır. Daha dar bir bakış açısıyla bu, devlet kamu yönetiminde monist geçmişten miras kalan ateist bir zihniyet nedeniyle Arnavutluk’ta bulunan dinî topluluklara karşı din karşıtı bir muamele olarak da görülebilir. Bu durum, aralık ayında ticarî nedenlerle Noel ve Yeni Yıl kutlamalarına geniş bir yer ve zaman ayrıldığı zaman, Müslüman Bayramların kutlamalarının ise yerel yönetim tarafından sürekli asimetrik olarak ele alındığı gözlemlendi. Bu, Tiran, İşkodra ve Kavaya şehirlerinde ana meydanların yerel satış fuarları dolayısıyla kapatıldığı ve ilgili tebriklerinin eksik olmadığı gibi başka yerlerde gözlemlendi. Burada, Arnavutluk’ta çoğunluk olan bir topluluğa yönelik bu asimetrik muameleden memnuniyetsizliğini ifade eden Müslüman bir bayan tarafından üstlenilen özel bir talepten de bahsedebiliriz.

Bu laik-ateist zihniyeti desteklemek için, yabancı ajanslardan düzenli olarak haber aktaran çeşitli medya, onları İslam karşıtı terimler kullanarak Arnavut bağlamına yerleştiriyor. Ağırlaşmasının önlenmesi için incelenmesi gerekli olan bu olgu, iniş ve çıkışlarıyla düzenli olarak nefret diline katkıda bulunmuştur.

MÜSLÜMAN BAYANLARIN BAŞÖRTÜSÜ

Müslüman kadının başörtüsü, güçlü dalgalanmalar yaşayan Arnavut toplumu için başlı başına bir zorluk olmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda bu konuda belli bir duyarlılık sağlanmıştır ve en büyük sorunlar artık üniversite öncesi eğitimini sağlayan devlet okullarında ortaya çıkmaktadır. Okul yönetim kadrosunun önemli bir kısmı yasal mevzuattan haberdar değildir. Aslında bu mevzuat, başörtülü bayanlarıneğitime katılmasını yasaklamayıptam tersine kolaylaştırmaktadır. Buna rağmen 2021’de Tiran’da ve diğer şehir ve köylerde bazı problematik vakamız oldu. Aşağıdaki vakaları kronolojilerine göre bulabilirsiniz.

“26 Nëntori” Okulu, Selite, Tiran, Nisan 2021

Başkentin okullarından birinde, Müslüman bir kız öğrenciye okula girip derse katılmasına izin verilmemiştir. Okul müdiresi, kızın başörtülü olduğu gerekçesiyle derse girmesine müsaade edilmemesine karar verip onun bu kıyafetle derse girmeyi ümit etmemesi gerektiğini söylemiştir. AMF’de faal bir arkadaşın müdahalesi ve aracılığıyla kızın derslere tekrar düzenli olarak başlaması mümkün oldu.

Başörtülü kız kardeşler okuldan atılmakla tehdit ediliyor

Kavaya’nın bir köyünde bulunan bir ortaokuldaiki başörtülü öğrenciye karşı yine islamofobiktutumların sergilendiği tespit edilmiştir. İki öğrenci, bakıcı öğretmen tarafından okuldan atılmakla tehdit edilmiştir. Ancak daha sonra bir öğretmenin müdahalesiyle iki kız kardeşin bu sornu okul müdürü ile görüşüldü ve 10 Mayıs 2021’de kızlar normal okula döndü.

Müslüman kızlara başlarını açmaları için öğretmenlerden baskı

Benzeyen bir vakanın Gramsh kasabasında bulunan bir ortaokulda yaşandığına dair bilgi aldık (30/09/2021). Bizi arayan bir kız öğrencinin ebeveyninden biri, okul müdürünün söz konusu öğrenciye eğitimin laikliğini vurgulayarak başını açması için kıza bir hafta müddet verdiğini bildirdi.

Aksî takdirde 8. sınıfta okuyan B.L. isimli kız öğrenciye sınıfa girmesine izin verilmeyecekti. Öğrencinin babası bize durumu diyalog yoluyla çözmeyi amaçladığını söyledi. Daha sonra tekrar ilgilendiğimizde durumun giderildiğini ve kızın okula normal halde devam ettiğini öğrendik.

Tiran’da bulunan iki farklı okulda öğretmenler, okul müdürlerinin desteğiyle Müslüman kızlara başörtülerini kaldırılmaları için bazen doğrudan, bazen de dolaylı bir şekildebaskı yapmışlardır. Bize bildirilen birinci vaka, ASH isimlikızın babası tarafından bize bildirilmiştir. Söz konusu öğrencinin 2020-2021 eğitim yılından beri birkaç şikâyetiolmuştur. Öğrencinin velisi, Tiran’da bulunan Hasan Tahsin Ortaokulunda ilgili öğretmenlerle irtibat kurarakdurumu çözmeye çalışmıştır. Ancak 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ilk günlerinde sorun tekrarlanmıştır. Sonuç olarak, kızın babası müzakere yoluyla okul müdürüne yönlenmiştir ve ondan bu sorunun çözüleceğine dair söz almıştır. AMF de avukat G. Serjani ve kızın babasıyla durumu görüştükten sonra kendisine 20.10.2021 tarihinde müdürle görüştük. Görüşmede okul psikoloğu de hazır bulundu. Kısa süren görüşmeden sonra Müslüman kızın başörtülü olarak derse devam etmesi mümkün oldu.

Benzer bir vaka bize Tiran’ın eteklerinde bulunan başka bir okuldan bildirildi: Paskuqan’daki “Lidhja e Prizrenit” ortaokulunda. Söz konusu kız öğrenci artık 9. sınıfa geçmiştir.

GÖSTERİ HAKKININ KALDIRILMASI

Müslümanların meydanda gösteri yapmasına izin verilmiyor

16 Mayıs 2021’de uzun süredir acı çeken Filistin halkıyla dayanışmalarını göstermek için meydana inen bir Müslüman gruptanyaklaşık 50 kişi durdurulup Tiran polis komiserliklerine yaklaşık götürüldü. Göstericiler Tiran’daki İskenderbey Meydanı’nda kaldıkları süre boyunca barışçıl bir şekilde davrandılar, ancak daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından meydanı terk etmeye zorlandı. Bu bilgi, tüm gelişmeleri yakından takip eden ve protestoya eşlik etmek için polis karakollarına gidip ilgilenen “Sosyal Adalet” derneğinin avukatı Gentian Sejrani’den geliyor.

20 Mayıs 2021 tarihinde, yasalara uygun olarak, Arnavutluk Müslüman Forumu’ndan iki temsilci, Filistin halkı ile dayanışma ve İsrail bombardımanı sonucunda 70 çocuğun katledilmesini protesto etmek içinilgili kuruluşlara bir gösteri düzenlemeyi amaçladıklarınıresmen bildirmeküzere Tiran Polis Müdürlüğü’nün danışma binasında hazır bulundular. Danışma masasında üç saatlik bir görüşmeden sonra, bu tür faaliyetlerin düzenlenmesinde Arnavutluk Cumhuriyeti yasalarına görepolis organlarınayalnız resmî bildirimde bulunması kâfi olarak belirlendiği halde, ilgili polis memurları, AMF temsilcileri Fisnik Kruja ve Roald Hysa’ya olumlu bir yanıt veremeyeceklerini açıkça belirttiler. Bahsedildiğimiz temsilcilerden sürekli olarak ek belgeler istendi ve normal prosedürlerin yerine getirilememesi için bariz gecikmeler yaşandı. Gayri resmî olarak, Tiran Polis Müdürlüğü’nün önde gelen asayiş memurlarından biri bu faaliyet için her hangi bir izin almayacağımızı ve kendilerine rahatsızlık verdiğimizi açıkça ifade ettiler. Aynı zamanda İskender Bey Meydanında polis himayesi ve hükümet desteğiyle başka sosyal gruplar faaliyetlerini rahatlıkla düzenleyebildi.

Dıraç Ulu Camii

Dıraç’taki yerel polis güçleri, bir vatandaştan gelen “şikâyeti” üzerine, Cuma hutbesi sırasında camiye gidip belirtilmeyen işaretlerle hatipten hutbeyi ve namazı kesmesini istedişlerdir. Bu zorlayıcı prosedür sırasında yaklaşık 6 kolluk görevlisi hazır bulunmuştur. Cuma hutbesi sona erdikten sonra hatip E.SH., Cuma ibadetinin nasıl işlediğini bilmeden imamdan bir an önce onu kapatmasını ısrarlaisteyen polis memurlarından birinegerekli açıklamalarını yapmıştır. Dıraç Müftüsünden bir temsilci, Dıraç Polis Karakolundan bu durum ve Cuma namazı sırasındaki gereksiz polis varlığı hakkında açıklama istemiştir. Aynı zamanda, Arnavutluk Müslüman Komitesi genelgelerine göre Dıraç Müftüsü tarafından COVID-19 salgını vesilesiyle alınan tedbirler açıklanmıştır.

KAMUYLA İLETİŞİMDE SALDIRGAN İSLAMOFOBİK DİL

Komedyen ezanla dalga geçiyor

Komedyen Mario Shitka, Corner Comedy Club isimli bir komedi programında ezanla kaba bir şaka yapıponun Top Fest’e (modern şarkı festivali) katılmasının imkânsız” olduğunu söyledi. Bu da yetmezmiş gibi o anın videosu internette de dolaştı. Bu olay, başkent ve ötesindeki tüm Müslüman topluluğunun öfkesine neden olmuştur. Komedyen Mario Shitka ve Corner Comedy Club şovuna çok sayıda mesaj gönderildi. Birkaç gün sonra hem aktör ve hem söz konusu programını hazırlayanlar, inananların duygularını incitmek niyetinde olmadıklarını belirterek, kamuoyu önünde özür diledi (Ağustos 2021).

Frrok Çupi, Sali Berisha’ylayaşanan tartışmaya dini dahil ediyor: “Onun hareketi Arnavutluk’ta isyanları, Amerikan karşıtlığını ve Müslümanlığı hedefliyor, suçu ailesinde buluyor.” (16/09/2021). Köşe yazarı FrrokCupi, sözde siyasî muhaliflere yaptığı islamofobik yorumlarıyla iyi tanınan biri.

17 Ekim 2021 tarihinde İslamofobiye Karşı Ulusal Gözlemevi, Ora News televizyonunda yayınlanan #EXPULS programda kullanılan alaycı dile tepki gösterip onu kınadı (Söz konusu programınınyayının linki aşağıdadır: https://www.youtube.com/watch?v=Wsph3HTqAoI)

Programın sunucuları, konuklarla birlikte, her kamu ahlakının dışında ve Arnavutların dinî duygularına saygısızlık göstererek, imam Bedri Lika’nın bahsettiği dinin plastik cerrahiye olan bakışıyla alay ettiler. İslamofobiye Karşı Ulusal Gözlemevi, TV Ora’nın sunucularını ve programın sunucularını kamuoyundan özür dilemeye çağırdı. Ayrıca bu kuruluş Arnavutluk Cumhuriyeti’ndeki görsel-işitsel yayınların düzenleyicisi ve denetçisi olanilgili kuruma (AMA) bu programı bilhassa saldırgan ve zararlı içerikleri açısından incelemeye ve TV şovların etik kurallarına göre değerlendirmeye çağırdı. Çok sayıda tepki ve uyarının ardından video YouTube’dan kaldırıldı.

Top News TV’deki Zona Zero programında, ZHL isimli bir blogcubu programa katılan misafir psikoloğa (başörtülü bir bayan) karşı nefret söylemi sergiledi. Dine ve Müslümanlara karşı nefret dolu diliyle tanınan ve islamofobik bir karakteri olan bu blogcu, psikolog bayanasürekli olarak düşük ve hoşgörüsüz bir dille saldırdı ve onundavet edildiği stüdyoda fikrini ifade edememesi için elinden geleni yaptı (03/11/2021).

İslam ve din karşıtı söylemlerin açıkça sergilendiği bu programların hemen ardından, tüm sosyal ağlarda bilhassabaşörtülü bayanlara yönelik paylaşımlar ve yorumlar biçimindeki nefret söylemlerinin önemli bir artış gösterdiği düzenli olarak fark edilmektedir. Başörtülü bayanlar din yoluyla baskı altında tutulmuşve işkenceye uğrayan kadın olarak tasvir ediliyor.

Sivil teşebbüstalebi

Sivil toplum eylemcisi Brixhida Muça-Masha’nın inisiyatifiyle Aralık 2021’de on-line bir imza kampanyası başlatıldı. Bu kampanyayı destekleyenler Tiran Belediyesinden Müslüman bayramlarının daha ciddi bir şekilde ele alınmasınıtalep etti. Muça-Masha Hanım tarafından özenle hazırlanmış dilekçede Tiran’da bu ay boyunca yapılan kutlamalarda belediyenin asimetrik bir şekilde davrandığına ve dikkat çekiliyordu. Bu talebi sunmanın gerekçesi aşağıdaki gibidir:

“İslamî bayramlarını ve ibadetlerine önem veren Müslüman topluluk büyük bir sayıya sahiptir. Bu nedenle Katolik ve Ortodoks gibi diğer dinî toplulukların bayramlarında olduğu gibi, şehrin ve/veya özellikle camiler yanıve şehir merkezi gibi bazı ana kentsel alanların Noel veya Yılbaşı sırasında olduğu gibiışıklarla süslenmesini talep ediyoruz…”

Ayrıca Brixhida Muça-Masha Hanım bu talebe sivil bir hareket için gerekli yasal dayanağınıda açıklamıştır  (https://sq.petitions.net/peticion_per_iniciative_qytetare).

AMF sadece Tiran’daki kutlamalara değil, İşkodra, Kavaya, Avlonya veya Elbasan gibi diğer şehirlerde de yapılan kutlamalarıgözlemledi ve bu şehirlerin ana merkezlerinde ve meydanlarında da aynı olguyu tespit etti. Bu, dinî topluluklara ve özellikle Müslümanlarayapılan muamelede büyük bir eksikliktir.

* Arnavutluk Müslüman Forumu,Arnavutluk Cumhuriyeti Anayasası’nın yanı sıra Arnavut Devleti tarafından imzalanan Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmelerine de dayanarak islamofobi ve ırkçılığa karşı mücadelede Arnavut siyasetinin ve kamuoyunun ilgisini artırmayı, islamofobi ve ırkçılık olaylarını izlemeyi, din ve ırk ayrımcılığını ortadan kaldırılması için çalışmayı, Arnavutluk’taki Müslümanları ve ülkenin diğer topluluklarını ilgilendiren konularda lobi faaliyetlerinde bulunmayı amaçlıyor. Yukarıda tanımlanan tüm vakalar, AMF temsilcileri ve avukatları tarafından adım adım raporlanıp takip edilmiştir ve AMFofisinde daha ayrıntılı bir şekilde belgelenmiş durumdalar. Bazı isimler, ilgilenenlerin mahremiyetinin korunması amacıyla kamuya açıklanmamıştır.